Muzaffer Koşan
Erzincan’ın Kemah İlçesi´ne bağlı Kömür Köyü’nde 450 yıllık olan tuz ocağı üretime devam ediyor.
Kemah İlçesine 5 kilometre uzaklıkta bulunan Kömür Köyü’nde yıllarca Tuz İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından işletildikten sonra özelleştirilen tuz ocağında Doğu Anadolu Bölgesi’nin tuz ihtiyacı karşılanıyor. Osmanlı döneminde Ermeniler tarafından işletilen tuz ocağında yaklaşık 100 metre derinlikteki tünelden gelen tuzlu su sayıları 150’den fazla göletlerde bekletiliyor. Su buharlaştıktan sonra havuzlar içerisinde kalan tuzlar işçiler yardımı ile toplanıyor. Evliya Çelebi´nin Seyahatnamesinde övgü ile bahsettiği tuz ocağının geçmişi 450 yıl öncesine dayanıyor. Yaklaşık 250 bin metrekare arazi üzerine kurulu tuz ocağında, geleneksel yöntemlerle tuz üretimi yapılıyor.
İşçilerin sıcak altında zahmetli uğraşları sonucu üretilen Kemah tuzu, Doğu Anadolu ve çevredeki iller başta olmak üzere birçok şehre satışa sunuluyor.
Yörede yıllardır üretildiği belirtilen ve lezzetinin yanı sıra gıda ürünlerinin raf ömrünün uzatılmasını sağlayan Kemah tuzu, yörede peynirciler, yaylacılar ve salamuracılar tarafından tercih ediliyor.
İşletme Sahibi Metin Tanrıkulu: “Tuzlamız Kemah tuzlası. Kemah tuzu diye bilinen binlerce senedir Urartu’lardan başlayıp, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet hükümeti ile devam eden 2001 yılında tuzlaların özelleştirilmesi ile aile şirketi olarak aldık. İşletiyoruz. Burada binlerce senedir Bizanslılar buraları işletmişler. Para yerine tuz verip, Bizans askerlerine para veremedikleri zamanlar bile tuz vermişler. Bugün İngilizce de salt olarak bilinen tuz aslında Latince’de para sali demek. Oradan gelir. Adı salt olarak kalmış. Evliye Çelebi’de Seyahat Namesinde aynı şekilde çok meht ediyor tuzlayı. Burada Kemah Kalesinin Yeniçerilerinin maaşını Tuzla Emiri Mustafa ağa öderdi diyor. Tuzlaların bir yerde çok büyükte parasal işlevler, devletin parasal işlerini gördüğü, para kaynakları olarak kullandığı bir yer olaraktan görüyoruz. Tuzumuz kaynak tuzu. Kaynak tuzu pek bilinen bir tuz değil. Çoğu bunu kaya tuzu sanır. İşte deniz, göl, kaya ve çok az bilinen kaynak tuzu. Kaynak tuzu da dağın içinde ki kaya tuzu tabakalarının kar yağmur sularının yalayıp tuzlu su pınarı olarak çıkıp onla üretilen tuza kaynak tuzu denir. Kilometrelerce dağın içinde süzüldüğü için kaya tuzunu yalayıp, kaya tuzunda ki ağır metallerden ve tortulardan arınıp billur gibi çıkar. Bunu biz göletlere alıyoruz. Yaz ayında güneşin etkisi ve sıcaklığı ile buharlaştırıp kar kristaline dönüyor. Sıvıya dönüşmüş kaya tuzu tekrardan katıya dönüşüyor. Kristalize oluyor kar kristali gibi biz bunu çekiyoruz. Geleneksel yöntemlerle 3-4 gün güneşte kurumaya bırakıyoruz. Kuruyan tuzu paketleyip satışa sunuyoruz. Böyle kıymetli tuzu da Türkiye’de tüm illere gönderiyoruz. Artık ulusal bir marka oldu. Erzincan’ın bir milli ürünü oldu. Edirne’den Kars’a kadar. Hakkari’den Tekirdağ’a kadar her tarafa gönderiyoruz. Bu yabancıların Almanların, Avrupalıların, İtalyanlarında dikkatini çekmiş. Defalarca geldiler. Yatırım yapmaya geldiler. Anlaşmalar yapmaya anlaşamadık. Tuzu almak için çok talepte bulundular. Bulunuyorlar. İhracat için ama biz yetiştiremediğimiz için bölgemize ve kendi insanımıza yetiştiremediğimiz için bizde dedik ki önce bunu Anadolu insanı Türk milleti yiyecek. / Mayıs Haziran aylarında havaların ısınması ile tuzlu suyumuzu göletlere veriyoruz. Burada buharlaşması ile suyun içinde ki erimiz kaya tuzunun tekrar kristalize olması ile üretim devam ediyor. 3-4 günde göletlerimizi çekiyoruz. Hiçbir atığı olmadan eksilen suyu ilave ederek Eylül-Ekim ayına kadar üretim devam ediyor. 20 derecenin altına düştüğü zaman hava sıcaklığı buharlaşma azaldığı için üretim duruyor. 8 ay çalışıyoruz. Bunun 5-6 ayı üretim yapıyoruz. 8-9 ay Kemah’ta belli bir istihdama fayda sağlıyoruz. Her sene yaptığımız yatırımlarla göl sayılarını artırarak her sene eleman sayısını da artırarak bölgemize, Kemah’a önemli ölçüde bir istihdam sağlamaya gayret ediyoruz. İnşallah ileriki yıllarda daha da geliştirerek büyüterek Kemah’a Kemahlıya, Erzincan’a ve Erzincanlıya daha iyi istihdam sahası, esnafımıza iyi bir gelir. Burada biz üretiyoruz ama bölgede ilçelerde, illerde, sınır illerde aşağı yukarı 200 tane bayiimiz var. 200 bayiimiz buradan bir gelir sağlıyor. Peynircilerimiz Kemah tuzundan dolayı Türkiye’de nam yapmış tulum peynirine Kemah tuzunun katkısı çok büyük. Salamura da olsun, yaprakta olsun bölge ekonomisine de, üreticilerimize de çok büyük önemli bir destek sağlıyor tuzlamız. / Mevsim kısa olduğu için ne yapabiliriz diye düşündük. Dedik ki Antalya’da ki çiftçi domatesi serada üretiyorsa biz de bunun serasını yapalım. Bizde cam piramitler yaptık. Tamamen piramit şeklinde. Güneşi her taraftan alsın diye. Bunlarla 3-4 aylık üretimi 9 aya çıkardık. Dünyada ilk tuz serası. Dedik ki biz Avrupalıyı, Amerikalıyı örnek almayalım örnek alınacak insanlar değil. Eskisi gibi Türk milleti nasıl ki dünya ya örnek olduysa bunu biz en azından tuz ile başlatalım. Geleneksel üretimin en moderni cam piramidi tuz seraları yaprak devam ediyoruz. Bunu daha geliştirmeye çalışıyoruz. İnşallah ileriki yıllarda da sayısını artırarak buradaki üretimimizi 5-6 aydan 10 aya çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.
Çalışanlar ise: “İki sezondur burada çalışıyorum. 38 derece altında çalışıyoruz. Bazen camın altında. Ekmek paramızı kazanıyoruz. / Eski geleneklerimize göre eskiden beri tuz işi yapıyoruz. İki günde bir tuz çekiyoruz. Tuz mayalanıyor birkaç gün. Ondan sonra göllere aktarıp gölden çekiyoruz. Gölden çektikten sonra dışarı atıyoruz. İki gün sonra yine aynı sistem devam ediyor” , “İki aydır burada çalışıyorum. Genelde sıcak. Ama şapka ile gözlüklerle böyle imkanlarla kendimizi koruyoruz sıcaktan. / Üretim su buharlanıyor. İki üç günde tuzu çekiyoruz. İmalat hanemiz var. Depomuz var” dediler.