EğitimErzincanGenelGüncel

Çok Kutuplu Dünyanın Kutup Yıldızı Olmaya Adayda Bir Ülke Var, Onun Adı da Türkiye

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinin 2021-2022 Akademik Yılı Açılış Töreni yapıldı.

Saygı Duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi tanıtım fili gösterimi yapıldı. Müzik dinletisi ile devam eden program daha sonra protokol konuşmaları ile devam etti. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Vakfı Mütevelli Heyeti adına Aydın Doğan, Erzincan Valisi Mehmet Makas’ın konuşmalarının ardından AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, bir konuşma yaptı.

Ülke gündemine değinen AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, konuşmasında Çok kutuplu Dünyanın Kutup Yıldızı olmaya aday da bir ülke var. Onun adı da Türkiye dedi.

Yıldırım; “Pandemi de bir yıl üniversiteler tamamen kapandı. Hiçbir günahımız yokken. Hiçbir taksiratımız yok. Bir yıl geç geldik. Bir yıl kaybı insan hayatında ki önemini söylemeye bile gerek yok. Allah’tan şimdi dijital alt yapımız güçlü. Üniversitelerimize gidemedik. Okullarımıza gidemedik. İş yerlerimize gidemedik. Ama hayat durmadı. E-ticarette alışverişimizi yaptık. E-devlette işlerimizi gördük. E-eğitim ile yine üniversitelerimiz de, liselerimi de, ortaokullarımız da yüz yüze olmasa da öğrencilerimiz açığı kapanmanın gayretinde oldular. Ama hiç bir şey yüz yüze, yan yana, bir araya gelmenin yerini tutmuyor. Hamd olsun bu artık geride kaldı. Bundan sonra çok ama çok fevkalade bir durum olmazsa bütün tedbirler alınacak ve yüz yüze eğitim kesintisiz devam edecek. Sadece üniversitelerimizde değil aynı zamanda bütün ortaokullarda, liselerde bu durum böyle olacak. İnşallah bugünler geride kalacak. Normal hayatımızı, dostluklarımızı, iş hayatımızı, eğitim hayatımızı yüz yüze örgün yaygın bir şekilde sürdüreceğiz.

Türkiye’de son günlerde çok gündem olan bir konu var. Yurt ihtiyacı. Yurt ihtiyacı niye açık oldu. Sebebi gayet belli. Bir buçuk milyon öğrenciden 8,4 milyon öğrenciye çıkmışız. O zaman 170 bin kapasitemiz varmış. Çıkmışız bir milyon 100 bine. Ama yetmiyor. Hala da yapılanlar devam ediyor. Eğer pandemi olmasaydı bu inşaatı devam eden yurtlarda bitmiş olacaktı. Pandemi onu da olumsuz etkiledi. Buna rağmen şuan da bir milyonun üzerinde ki yatak kapasitesi ile dünyada bir numarayız. Başka ülkede böyle bir kapasite yok. Bu bir. İkincisi eskiden en az 6 yatak vardı odalarda biz bunu 3 yatağa bilemedin 4 yatağa hatta 2 yatağa düşürdük. Otel konforuna dönüştürdük.  Bunlar tabii ki kapasiteyi biraz düşürdü ama konforu artırdı. Odalarınızda ayrı tuvaletiniz, duş yeriniz, çalışma masanız, bunlar gerekiyordu. Ben bunu İsveç’te görünce gıpta etmiştim. Burada da elhamdurullah bunu başardık. Şunu da bilmenizi isterim. Yurt sorununun olduğu 3-4 tane büyük ilimiz var. Onlarada hemen hızla hareket ederek devlet misafirhanelerine, kaymakamlıklarımız, valiliklerimiz, belediyelerimiz hızlı bir şekilde yer ayarlayarak herkese geçici barınmayı sağladık. Değer miydi bu gürültüleri çıkarmaya? Elbette değmezdi. Önemli olan sorunun parçası olmak değil, sorunun çözümü olmaktır. Gündemi konuşabiliriz. Kayıkçı kavgasını yapabiliriz. Ama bunun sizlere bir faydası yok. siz çözüm bekliyorsunuz. İşte hayatınız boyunca 20 yıl boyunca Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde hep çözüm odaklı çalıştık. Sorunun parçası olmadık. Çözümün paydaşı olduk. Sorunları torunlara havale etmedik. Çöze çöze bu günlere geldik.

Geçmişimizi anlatarak, geçmişimizle övünerek geleceğe bakamayız. Ama geçmişimizi de bilmeden geleceği inşa edemeyiz. Mazisi olmayanın atisi olmaz. Yani geçmişi olmayanın geleceği olmaz. O nedenle gelecek artık bize çok büyük fırsatlar sunuyor. Büyükte tehditler altındayız. Bu pandemi tabii ki büyük sorunlar getirdi. Bir çok ülke teknolojide, milli gelirde, çok ileri gitmesine rağmen sadece ve sadece yarım gramı bulmayan bir mikrop herkesi dize getirdi. Demek ki zenginliğimizle, topumuzla, tankımızla böbürlenemeyiz. Ne yapacağız. Sadece bunlara sahip olmak değil olmayanlarında geleceğine katkı sağlayacak işler yapmak lazım. Ben bir denizciyim. Denizcilikte bir kural vardır. Gemiyi bir yere bağlamak için demir atarsınız. Demirin bağlı olduğu bir zincir var. Zincirin halkalarının kuvveti en zayıf halkaya göre ölçülür. Eğer o halkayı sağlam tutamazsanız istediğiniz kadar kalın zinciriniz olsun, istediğiniz kadar muazzam demiriniz olsun gemiyi sürüklenirsiniz bağlayamazsınız. Demek ki zincirin gücü en zayıf halkanın gücüne bağlı. O halde zayıf halkaları güçlü hale getirmemiz lazım. Nereden? Suriye, Irak, İran’dan, Kafkaslar, Balkanlar bu ülkelerin hepsi bizim müktesebatımızın olduğu geçmişte kültürümüzün geleneklerimizin yaşatıldığı ülkeler olmuş. Ama bir farkla Osmanlı cihan devleti 619 yıl hüküm sürmüş. Gittiği hiçbir yerde sömürgecilik yapmamış. Dilini, dinini zorla kabul ettirmemiş. Ama Kuzey Afrika’da Tunus, Cezayir dillerini Fransızca’yı resmi dil haline getirmiş. Bizim tarihimizde başımızı öne eğdirecek utandıracak hiçbir iş yoktur. Çünkü biz inancımızdan kaynaklı olarak insanların her türlü inanca, yaşayışa, istediği dili konuşmaya ve istediği seyahat etmeye hakkı olduğunu düşünen bir inançtan geliyoruz. Cenab’ı Hak diyor ki ‘Dünyayı her yerini ben size yaşamanız için yarattım’ yani şunu demiyor. Fransızlar şurada yaşayacak. Türkler burada yaşayacak. Amerikalılar burada yaşayacak diye bir şey yok. Dünyanın her tarafı insanları yaşama hakkının olduğu yerdir. Sınırları kapatarak, duvarları yükselterek, bölgesel ve küresel gelişmişlik farkını uçurumu ortadan kaldıramayız. Neden göç oluyor. Doğu’dan Batıya niye göç oluyor. İnsanlar zenginliğe doğru göç eder. Bundan daha doğal bir şey yok. daha iyi şartlar elde edebilmek, evlatlarım çocuklarım daha iyi okusunlar ve daha güzel bir dünya olsun. Bu hayallerle yola çıkıyorlar. Ama yolda bunların bir çoğu yok olup gidiyor. Bugün ülkesinde yaşamayan dünyada göç ebe olarak yaşayan 280 milyon insan var. 70 milyon mülteci var. Dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke Türkiye. Bu tabii ki insan hayatına verdiğimiz değerden geliyor. Suriye’de 12 milyon insan canını kurtarmak için can havli ile gidebildiği yere gitti. Bunları ölüme terk edebilirmiyiz. Elbette etmeyiz. Biz büyük bir milletiz. Ama bu şu anlama gelmesin. Biz diyoruz ki Amerika’ya süper güçlere gelin buralarda istikrarı tekrar tesis edelim. iç savaşları sona erdirelim. Bırakın terör gurupları ile iş tutmayı. Beraber çalışalım. Bu insanları tekrar yurtlarına döndürelim. Biz bölge politikalarımızda sınırlarımızla sınırlı kalsaydık biz terörü yok edemezdik. Çünkü kötü niyetli emperyal amaçlar var. Amaç şu güney sınırlarımız boyunca bir terör devleti kurulmak isteniyor. Bunu gördük. Başbakanlığımda Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Harekatını yaparak orada ki terör artıklarını yok ettik ve bu alanları güvenli bölge haline getirdik. Daha sonra geçtiğimiz yıllarda Barış Pınarı harekatı ile de Fırat’ın doğusuna Kamışlıya kadar o bölgeyi de kontrol altına aldık. Amacımız toprak genişletmek değil. Amacımız terör yuvalarının ülkemizin içine girmeden belirli bir bölgede yok edilmesi. Bu tabiatı ile bir mecburiyetten doğmuştur. Çünkü müttefiklerimiz dostlarımız DEAŞ’ı yok edeceğiz diye maalesef yıllardan beri kaynaklarımızı tüketen, hem Türklerin hem Kürtlerin bütün milletin başına bela olmuş bölücü terör örgütüne kol kanat gerdiler. Silahlarla donattılar. Dostluğa müttefikliğe uymayan işler yaptılar. Ama Türk Milleti bunlara papuç bırakacak bir millet değil. Biz iki süper gücün arasına böyle kılıç gibi daldık. Ortadan ayırdık. Kendi güvenliğimizi kendimiz sağladık. Türkiye bölgede devletlerin umudu haline gelmiştir. Ülkemizi çok küçük görmeyelim. Ülkemizle gurur duyalım.

Şimdi artık çok kutuplu bir dünya var. Çok kutuplu dünyanın Kutup Yıldızı olmaya aday da bir ülke var. Onun adı da Türkiye. Onun için ülkemizle gurur duyalım. Sade gurur duymayalım gereğini de birlikte yapalım. Daha çok çalışacağız. Daha çok üreteceğiz. Daha çok birbirimizle kaynaşacağız. Bir olacağız. Beraber olacağız. İri olacağız. Diri olacağız. Birlikte Türkiye olacağız. Eğer bir olursak aşamayacağımız hiçbir zorluk yok.

Kuraklık yaşıyoruz. İklim değişikliği var. Bunu da biz yaptık. Kendi ellerimizle yaptık. Ama bunun en büyük sorumlusu çok gelişmiş ülkeler. Dolayısıyla faturayı da onların ödemesi lazım. Biz de boş duracak değiliz. İklim değişikliği anlaşmasını onayladık. 2050 yılına kadar egzos emisyonunu ciddi oranda düşüreceğiz. Yerli otomobilimizi yapıyoruz. Tamamen elektrikli. Çevre dostu. Bugün enerji ihtiyacımızın yüzde 53’ünü çevreci kaynaklardan sağlıyoruz. Çok önemli. 2023’de 5 bin 500 megawattlık nükleer güç santrali de devreye girecek. Helikopterimizi yapıyoruz. Her türlü mühimmatımızı yapıyoruz. Yerlilik oranlarımız yüzde 80’e çıktı. Yüzde 20’den. Amerika vermiyor. Vermesin. O vermiyor. Bu vermiyor. Ne derler kötü mal sahibi kiracıyı ev sahibi yapar. Onun misali zor şartlar bize kendi göbeğimizi kendimizin kesmesi gerektiğini de öğretti. Bütün bunlar olurken maalesef enerjimizi çok küçük meselelerden dolayı boşa harcıyoruz. Sosyal medya, internet, bilişim bu alanları da Türkiye’de gelişmesi için çok büyük gayret gösteriyoruz. Göreve başladığımda Türkiye’de sadece çevirmeli internet vardı. Genişbant internet nedir bilinmiyordu. Geniş bant interneti getirdik. Fiber ağımızı 80 bin kilometreden tam 445 bin kilometreye yükselttik.

Türkiye’yi hiç tevazuya gerek yok. Ulaşımda, iletişimde dünyanın ilk 10 ülkesi arasına sokmayı başardık. İlk başladığımızda 39’uncu sıradaydık. Şimdi 9’uncu sıradayız. Bir çok Avrupa ülkesinden daha ilerideyiz.

Dijitalleşme baş döndürücü hızla gidiyor. biz yine bir sloganımız vardı. Derdik ki ‘yollarda hız felaket, iletişimde hız berekettir”. Şimdi iletişimde hız çoğaldığı için trafik azalmaya başladı. Demek ki akıl yollarının şeritlerini daha da genişletmemiz gerekiyor. Bunun için çalışıyoruz. 5G teknolojisini de yerli yapıyoruz. İlk defa 5G teknolojisini dışarıdan almadan biz yapacağız. Yakın zamanda da inşallah 5G ile ilgili teknolojiyi ticarileştirip milletimizin hizmetine sunacağız” diye konuştu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu