Muzaffer Koşan
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, esnaf ziyaretlerine Erzincan’da devam etti.
Türkiye genelinde esnaf ziyaretleri gerçekleştiren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugün Erzincan ve ilçelerinde esnafla buluştu. Hem vatandaşla sohbet eden hem de talepleri dinleyen Akşener daha sonra Tercan ve Çayırlı ilçelerinde esnaf ziyaretlerinde bulundu.
Erzincan’da esnaf ziyaretlerinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Cumhurbaşkanlığı Adaylığı ve mülteciler konusunda sorular soruları yanıtladı.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener: “Ben aslında Türkiye’de ki bu siyasi kutuplaşma ve kutuplaştırma dilini değiştirmeye çalışıyorum. Birincisi bu. Çünkü İYİ Parti ve İYİ Parti Genel Başkanını özne yapmıyorum ben bu gezilerimde. Ben Cumhurbaşkanlığı ile ilgili net bir şey söyledim. Şahsıma dair yarına kendimi bir yere atabilmek için toz zerresi kadar bir çalışma yapmıyorum. Öyle çalışıyor olsam zaten bilirsiniz anlarsınız. Birincisi bu. İkincisi bir şey daha söyledim. Türkiye’nin önünü tıkamayacağım dedim. Bakın mesele Sayın Erdoğan’a düşmanlık meselesi değil. Konu sayın Erdoğan’da değil. Türkiye’de ki konu şuan itibariyle şuan içinde bulunduğumuz partili Cumhurbaşkanlığı sistemi. Bunun değişmesi gerekiyor. Sizin fikrinizin, sizin oyunuzun, sizin düşüncenizin, sizin üzerinizden rekabet edilebilmenin yolu bu ucube sistem den kurtulunmasından geçiyor. Bütün anketlerde de bu konuda vatandaş evet buy sistemden kurtulalım diyor. Şimdi benim önceliğim kendimin bir şey olması değil. Bunu laf olsun diye de söylemiyorum. Bir şey olmak değil. Birinci önceliğim bu ucube sistemden kurtuluşun yolunu açmak. Onu engelleyecek hiçbir hareketin içinde olmayacağım. Bu netlikle söylüyorum. Tekrar söylüyorum. Onu engelleyecek, onun önünü tıkayacak hiçbir hareketin, engelin, davranışın, tutumun içinde olmayacağım. Çünkü çocuklarımız, orta yaşlar için söylüyorum. Çocuklarımıza, çocuklarınıza bu Türkiye’yi bırakamayız. Tekrar söylüyorum bu çocuklar ayakkabılarını çıkarır bizi kovalar. Sizi de bizi de hepimizi birden kovalar. Çünkü iyi gitmiyor. İyi gitmiyor. O nedenle öncelikle sistem sorunumuz var. Bizim. İnsanlar meselesi değil. Kimse kimsenin düşmanı değil. Kimse kimsenin vay efendi bu iş bitti. O gitti her şey düzeldi diye bir durum yok. oraya kimi otutturursanız otutturun aynı güçle kafadan gider yani.
Mülteciler konusunda ülkemizin beka sorunu var mı sizce?
“Şimdi üç tane sorun var. Birincisi 2001’den itibaren, 1990’lı yıllardan itibaren Avrupa’nın bizden Türkiye’den istediği bir şey vardı. Mülteciler konusunda Türkiye’nin hendek olması. Türkiye’yi yöneten hükümetler 2002 den sonraki fasla kadar. Hangi hükümet gelirse gelsin eleştirebilirsinizde o hükümetlerin hiç biri Avrupa’nın istediği hendek olmaya rıza göstermedi. Hatta 2001’de Dışişlerinin talebi ile ben Avrupa Parlamentosuna gitti bu kararı engellemek için yani devletim gönderdi beni. Dışişleri Bakanlığı gönderdi konuyu biliyorum diye. Birincisi. Sonra bu AK Parti Hükümetinin sanıyorum 2002 ile 2007 arasında ki süreçte bu karar kabul edildi. Hendek olmuşuz biz. Koy bunu bir kenara. İkincisi ise Suriye’de ki göçmen meselesi. Suriye’de ki insanlarla biz Suriye de işe müdahil olduk. Ben öyle klasik kankaydılar falan demeyeceğim. Müdahil olduk. Sonuçta ne oldu. Ne bitti. Kimsenin anlamadığı bir biçimde kimine göre 4 milyon, kimine göre 5 milyon Suriyeli Türkiye’ye geldi. Şimdi soru şu. Bir taraf ensar diye alkışlıyor. Bir taraf çocuğu işsiz kaldığı için, kendi işsiz kaldığı için, bazı güvenlik sorunları yaşandığı için endişeli. Bakın düşmanlığa evrilmedi henüz. Endişeli. Şimdi ne yapmak gerekiyor. Suriyeliler ile ile ilgili. Beşar Esad’ı göndermeye çalışıldı edildi gitmedi. Demek ki ne yapmak lazım 2 yıl evvel ben söyledim. Gönder beni kardeşim sen konuşamıyorsan ben gideyim. Beşar Esad’la insanlarını asmadan kesmeden alsın. Bizde ona garantör olalım insanları oraya gitsinler memleketlerin de insanlar yaşamaya devam etsinler. Onda herkes böyle kulağının üstüne yattı. Şimdi nüfus ile ilgili. Bakın ikincisi demografi ile alakalı yarın sorun yaşayacağız. Nüfusun değişmesi ile ilgili. Şimdi beka olup olmadığına kendiniz karar verin. Şimdi üçüncü bir şey de kriminal, entegrasyonel hiçbir çalışma yok. 5 yaşında gelmiş bir çocuk şuan da 15 yaşında. 10 yaşında gelen 20 yaşında, burada doğan çocuklar var. Ve bu çocukların okuldu, şuydu buydu gelecekti vesaire ensar diyip alkışlayanların yaptığı hiç bir şey yok. Entegrasyona yönelik yaptığı bir şey yok. Bunu ikincinin içine koyalım. Üçüncüsü ise şimdi bir Afganlı meselesi var. İddia şu ben henüz bunu bilmiyorum. Ama basında yayında okuduğumuz iddia. Amerikan kaynaklarında basın yayın da tercüme edilerek yayınlanmış bir iddia. Oda şu Biden ile sayın Erdoğan’ın yaptığı anlaşmanın neticesi olarak Talibana karşı Amerika’nın yanında yer almış Afganlıların Türkiye’ye getirildiğine dair bir iddia var. Bakın bu bir iddia. Bu iddianın doğru olup olmadığını açıklayacak olan iktidardır ve açıklamalıdır. Afganlılar yıllardır İran’a çalışmaya gelir. Sonra da giderler. Düğün parası biriktirmek için gelirler sonrada giderler. İran sınırı açtı. Bizim sınırda hiçbir şey yok. Arabalara doldurulup çeşitli yerlerde bu insanlar arabadan yani kamyondan dökülüyor sanki. Böyle buğday atar gibi dökülüyor bu insanlar. Bu nedir cevabı var mı? Sizin içinizde hayır yok. Bende de yok. Demek ki iktidar sayın Erdoğan burunu düşse almıyor arkadaşımızda o değil ama Dışişleri Bakanı ne olup ne bittiğini hem muhalefete hem millete açıklaması lazım. İşte bununla beraber hepsini bir ayara koyduğumuz zaman Türkiye’ye yönelik elbette yani hiç itişme kakışmanın olabilme ihtimali dahi beka ile alakalıdır. Bir demografinin değişmesi, iki beka ile ilgili elbette bir sorun olabilecektir. Olacaktır. Bunun önüne geçmemiz lazım. Bu da nedir şeffaflıktır. Açık bilgidir. Doğru bilgidir. Şimdi komplo teorileri, tevatürler hepinizin gardınızı almanıza neden olur” dedi.