Duygu Yatmış
Erzincan Sağlık Sen Basın ve İletişim Sorumlusu Sadullah Erdem, Sağlık Sen tarafından hazırlanan Sağlıkta Şiddet raporunu basın ile paylaştı.
Erdem; “Fedakâr sağlık çalışanları, gündelik yaşamın yanı sıra doğal afetler, enkazlar, çatışma alanları, salgınlar gibi hayatın zorlu yüzünün göründüğü her alanda insanlara yardım ellerini uzatmaya devam ediyorlar.
Tüm bunlara rağmen zorlu pandemi sürecinde balkonlardan alkışlayarak motive ettiğimiz sağlık çalışanlarının çok ciddi sorunları da bulunmaktadır. Şiddet bu sorunların en değişmez ve en hayati olanıdır.
Caydırıcı ve önleyici her türlü önlem her türlü çağrı ve yaptırım, sağlık çalışanlarını tehdit eden şiddet karşısında yetersiz kalmaktadır.
Öyle ki sağlıkta şiddet neredeyse hemen her gün ana haber bültenlerinin ya da sosyal medya mecralarının değişmez haber konusu olarak önümüze çıkmaktadır.
İlgili otoriteler “aman ve ferman” dinlemeyen sağlıkta şiddetin önlenmesi hususunda aciz kalırken, sağlık çalışanları hangi hastanın veyahut hasta yakınının şiddetine uğrarım endişesiyle görevlerini yapmaya devam etmektedirler.
Aslında farkındalık oluşturarak bu tehdidin önüne büyük ölçüde geçmek mümkündür. Öyle bir farkındalık oluşturulmalı ki “bir sağlık çalışanına yönelik şiddetin tüm sağlık çalışanlarına yapılmış olması” genel kabul görmeli ve herkesten ve her kurumdan aynı kapsamda tepki sesi yükselmelidir. Elbette idari ve adli güçler de yasalar ölçüsünde bu sesin somut hale dönüşmesine yardımcı olmalıdır.
Şiddeti, sağlık çalışanlarının kaderi olmaktan ancak bu mücadele yöntemiyle uzaklaştırabiliriz. Ne var ki bu açık çağrımıza rağmen genel tabloda pek bir şey değişmemektedir. Ekim ayı verileri meselenin çıplaklığını tüm boyutlarıyla ortaya koymaktadır.
Ekim ayında, kamuoyuna yansıyan 18 şiddet olayında 49 saldırganın 28 sağlık çalışanını mağdur ettiğini tespit etmiş bulunuyoruz.
18 vakanın 16’sı hem sözlü hem fiili, 2’si ise sözlü olarak yaşanmıştır. Bu olayların 1’i yönetici, 8’i hasta, 4’ü de hasta yakınları tarafından gerçekleştirilirken, 5 olaya ise kendini bilmez kimseler sebebiyet vermiştir.
Durumun vahameti, saldırganlara yönelik adli işlemlere baktığımızda çok daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki 20 saldırgan ifadeleri sonrasında serbest bırakılırken, 7’si hakkında hiçbir işlem yapılmasına dahi gerek duyulmamıştır. Sevindirici olan 22 saldırganın tutuklanmış olmasıdır.
Şiddet olaylarının yaşandığı yerlere baktığımızdaysa 18 olayın 8’i hastanelerde, 1’i aile sağlığı merkezinde, 9’u ise sahada meydana gelmiştir. Şiddet olaylarının sağlık merkezleri dışında artış göstermesinin nedeni, salgın nedeniyle sahada yaygın bir şekilde yürütülen çalışmalardır.
Ekim ayında, birçok farklı branşta görev yapan sağlık personelinin şiddete maruz kaldığını görmekteyiz. Bunların; 10’u doktor, 6’sı filyasyon ekibi çalışanı, 4’ü güvenlik görevlisi, 3’ü hemşire ve 5’ i de diğer branşlardaki sağlık çalışanlarından oluşmaktadır. Bu tablodan da şiddetin yine ayrım yapmadığını tespit etmiş bulunuyoruz.
Tüm bunların yanı sıra mahkemeler, Ekim ayı süresince, geçmiş dönemlerde yaşanan bazı şiddet olaylarında örnek olarak gösterebileceğimiz kararlara imza atmışlardır.
İstanbul’da geçtiğimiz yıl bir sağlık çalışanını darp eden hasta yakınına 23 bin 620 TL adli para cezası verilmiş olmasını bu kapsamda değerlendirmek gerekir. Yine İstanbul’da hastane yöneticisi tarafından mobinge maruz kalan sağlık çalışanı açtığı dava sonucunda 30 bin lira manevi tazminat kazanmıştır. İzmir’de ise geçtiğimiz yıl bir doktora hakaret eden hasta yakını, mahkeme tarafından 304 gün adli para cezasına çarptırılmıştır.
Ne yazık ki sağlıkta şiddetin önüne bir türlü geçilemiyor. Gerek saha araştırmalarımızda gerekse teşkilat toplantılarımızda şiddet, tüm sağlık çalışanlarını tehdit eden bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Buradan şunu anlıyoruz, sağlıkta şiddet mağdurla sınırlı kalmıyor. Kalması da mümkün değil zaten, çünkü şiddetin böyle bir özelliği var. Buna karşın, genel uygulamalara baktığımızda, şiddetin yapanın yanına kâr kaldığını görüyoruz. Bu durumu kabul etmek mümkün değildir. Tek bir şiddet olayı yaşanmayana kadar tek bir sağlık çalışanı şiddetin mağduru olmayana kadar başta idari ve adli birimler olmak üzere hep birlikte mücadele etmek gerekir. Sağlıkta şiddet sarmalından başka çıkış yolu bulunmuyor.”